KÂFİR UNUTMUYOR?!
HEM DE HİÇ!
Yeni
Zelanda’da Cuma’ya gelen Müslümanlara saldıran Tarrant isimli terörist bize
yine geçmişi hatırlattı. Yalnız biz geçmişi sürekli canımız yandığında,
kanlarımız akıtıldığında ve yaşadığımız bir haksızlık durumunda aklımıza
getiriyoruz. Etkisi de ne yazık ki çok uzun sürmüyor. Yaşanan hadise ile
beraber yapılan paylaşımlarla, sık sık gösterilen haberlerle, hamasetten öte
gitmeyen sözlerle etkisi kısa sürede tükenmektedir. Meydana gelen terör
saldırısı ile alakalı birçok konu ele alınabilir. Katilin karakteri, neden
böyle bir vahşeti yaptığı, orada şehit olan insanların kimlikleri ve daha pek
çok mesele gündem edilebilir. Ancak özellikle dikkatleri üzerine çeken bir obje
vardı orada. Teröristin kullandığı silah!

Terörist bir silah ile masum insanları katledebilir ancak
niçin kullandığı silaha Müslümanlara zarar veren, ihanet eden isimleri yazar?
Bunun en büyük sebebi içlerinde büyütüp besledikleri kinleri ve mağlubiyet
korkusudur. Osmanlı’ya karşı ayaklanan Arnavut İskender’den, II. Viyana
kuşatmasına, Kanada’da 2017 yılında camiye saldıran Alexandre Bissonnette’den,
Endülüs Emevilerini mağlup eden Charles Martel’a kadar birçok isim ve kavram
silaha kazınmıştı. I. Murad’ı şehit eden Sırp Kralı Lazar'ın damadı Miloş
Obroneviç’in de ismi şarjörde kayıtlıydı. Güya İslam adına yapılan en ufak bir
hamleyi dahi İslam terörü olarak yansıtan Batı, kendi yanında Müslümanlara
karşı yapılan soykırımlara sınır müdafaası, terörizme akli dengesini yitiren
şahsın dehşeti gibi kılıflar bulsa da yapılan fiil terörizm, yapan şahıs ise
teröristtir. Silahta yazılanlara bakacak olursak bunun adına Hıristiyan terörü
de denilebilir.
Christchurch kentinde gerçekleşen elim, vahşetten öte ve
acımasız bu hadisede teröristin silahında kullandığı isimler bize, Osmanlı
İmparatorluğu’nun Filistin’den çekilmesiyle, 11 Aralık 1917 günü Kudüs’e giren
İngiliz komutan Edmund Allenby’nin, Selahaddîn Eyyûbî’nin kabrini tekmeleyerek
“Kalk Selahaddin, biz geldik!” sözünü hatırlattı. Aradan 730 yıl geçmesine
rağmen Allenby Kudüs’ün acısını unutmamış ve sanki dün yaşanmış bir fethin,
bugün intikamını alıyor gibi bir harekette bulunmuştur. Buna benzer kafirlerin
dünyasında ziyadesiyle var. Peki, bizim dünyamızda onların yaptığı hainliklerin
yeri nerede? Mavi Marmara dün yaşanmış gibi mi yüreklerimizde, Kudüs’ü dün
işgal edilmişçesine sahipleniyor muyuz, I. Murad’ın intikamını aldık mı?
1492’de kaybettiğimiz Endülüs’ün üzerinden 527 yıl geçmesine rağmen Hıristiyan
liderlerin mezarına gidip “Biz geldik, kalkın” diye haykırabildik mi? Henüz
bunları yapamadık ama bir gün mutlaka yaparız. Biz olmasak bile elbet bir
Selahaddin o topraktan yaratılır ve yapar. Allah’ın izniyle…
Kürşat ASLAN
9 Recep 1440
16.03.2019
Yorumlar
Yorum Gönder