Ana içeriğe atla

İletişim

Kürşat ASLAN
Siyer Vakfı
Akademik Çalışmalar Birim Müdürü
______

Telefon       : +90 212 544 76 99
Mail            :  kursataslan95@gmail.com
İnstagram : @kursat_aslannn
Facebook  : @kursataslann

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEYTÜ’L-MAKDİS MUALLİMİ: UBÂDE B. SÂMİT             Ubâde b. Sâmit 586 yılında Medine’de o gün ki adıyla Yesrib’de dünyaya geldi. Ensâr’ın Hazrec koluna mensup olan Hz. Ubâde’nin (ra) babası Sâmit b. Kays, annesi ise Kurretulayn bt. Ubâde’dir. Annesinin babasından yani dedesinden ismini alan Hz. Ubâde’nin Cemile bt. Ebû Sa’sa’a’dan Velid isminde bir oğlu dünyaya gelmiştir. Arap adetlerinde genel olarak ilk erkek çocuk babasına künye olduğu için Ubade’nin künyesi de Ebu’l-Velîd/Velid’in babası olmuştur. Ubâde b. Sâmit’in (ra) diğer hanımı da Enes b. Malik’in teyzesi Ümmü Haram bt. Milhan’dır. Mekkeli Müslümanlar hicret edince Allah Resulü (sas) onları Medineliler ile kardeş kıldı ve bu kardeşleştirmede Ubâde b. Samit’in (ra) muhacir kardeşi Ebu Mersed Kennâz b. Hasîn oldu. [1] İTAAT AHLAKI             Ubâde b. Sâmit’i (ra) ve ailesini imana taşıyan güzide isim aynı za...
HAYATINDA SEVGİN VE NEFRETİN NE DURUMDA! “Hazinesi bizim yanımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Fakat biz onu belli bir ölçüyle indiririz." [1] Sevgi ve nefret nedir? İlk olarak bunların anlamlarını öğrenelim. Sevgi; bir kimseye veya bir şeye muhabbet besleme hissidir. [2] Nefret ise; herhangi bir kişi, varlık veya olaydan bağları koparma durumudur. Tanımları verdikten sonra ayetin manasını açacak olursak; Yüce Allah ayet-i kerimede eşyaları, insanları, hayvanları vs. tüm kâinatı belli bir ahenk ve düzen içinde yaratmıştır. Aynı zamanda bu ayet konumuz itibariyle de insandaki huyları, sevgiyi ve nefreti de insana belli bir ölçü çerçevesinde kullanması gerektiği mesajını verir.                         Çağımızda insanlar itidalin/ölçünün yalnızca ibadette olduğunu zannediyorlar. Hâlbuki Resulullah(sav) ne buyuruyor: “Dostunu severken ölçülü sev, zira günün birinde dü...
Peygamber Müjdesi: İstanbul’un Fethi Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla “Kostantiniyye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, Onu fetheden komutan ne güzel komutandır.”   (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 18957) Ülkelerin, şehirlerin dünyevî amaç ve hedeflerle alınması fetih değildir. Fetih, Allah’ın rızası için yine O’nun adını taşınabilecek en uzak noktalara ulaştırmaktır. Fetihler ancak İslam ile fetih kimliği kazanırlar. Bu kimlik olmadan alınan her bir yere fetih değil gasp denilir. İstanbul’un fethini anlayabilmek için öncelikle İslam’ın ortaya çıktığı ilk asra yani Asr-ı Saadet’e bakmamız gerekmektedir. Asr-ı Saadet’te yaşanan bir hadise İstanbul’un fethini müjdelemekteydi. Hendek Savaşı için hendekler kazılırken Sahabîler bir kayaya denk geldiler. Nakledildiğine göre, kazı esnasında bu kayayı aşabilmek için Hz. Peygamber(sav) çağrılmış ve üç balyoz vuruşu ile engel ortadan kaldırılmıştı. Yine rivayetlerde geçtiğine göre, Hz. Peygamber(sav) her ü...